Geleceğin anahtarı ‘Bulut Teknolojileri’ hayatımızı nasıl değiştirecek?

Giderek güçlenen ve büyüyen bilişim sektörü, dijital dönüşüm çözümleri ile sadece bireyleri ve kurumları dönüştürmekle kalmıyor aynı zamanda iş gücü piyasasını da yeniden şekillendiriyor. Yeni mesleklerin oluşmasında bulut bilişimin hızla yaygınlaşmasının da payı büyük.

Dönüşen iş dünyasıyla birlikte, hiçbir gelişmeyi atlamadan evrim geçirmek büyük önem taşıyor. Microsoft, bunu herkesin başarması için Microsoft Cloud Society programını geliştirildi. Eğlenceli yöntemlerle, yarışmalarla, ödüllerle bulut teknolojilerini öğreten bu girişim, isteyen herkesi bulut uzmanı olmaya davet ediyor. Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı ile Microsoft Cloud Society programı başta olmak üzere geleceğin anahtarı bulut teknolojileri üzerine konuştuk…

Bulut geçtiğimiz 5 senede hayatımızda neleri değiştirdi?

Bulut teknolojileri hızlı bir değişim ve yayılım içinde. Bunla ilişkili olarak, bulut platformunda hayat bulan Endüstri 4.0, otomasyon, yapay zeka çözümleri ve robotların hayatımızı kuşatacağı bir çağa doğru ilerliyoruz. Yakında yeni meslekler doğacak. Bu meslekler bulut trendlerine bağlı olarak şekil alacak.

Bulut üzerinde verilerimizi depoluyoruz, işliyoruz, yönetiyoruz, uygulamaları ve videoları çalıştırıyoruz, fotoğraf albümleri saklıyoruz, maillerimizi iletiyoruz ve daha birçok program çalıştırıyoruz. Artık, bulut sayesinde fazla fotoğrafları mailleri silmemiz gerekmiyor, yüklemeden oyun açabiliyoruz, önemli bilgilerimizi taşıyan cihazlarımızın çalınması ya da kaybolması artık eskisi kadar hayati bir sorun olmaktan çıktı. Günümüzde bulut bilişim sayesinde mobil olabiliyoruz. Bulut sayesinde verilerimizi sırtımızda taşımamız ya da bunlara yeni binalar büyük salonlar ayırmamız gerekmiyor. Bulut teknolojileri ile her yerden iş yapabilir, dosya gönderebilir hale geldik. Bulut daha düşük maliyetlerle daha fazla verimlilik, hız ve esneklik sağlıyor. Bugün dünyanın dev iş merkezlerinde bulunan devasa kurumlar da Anadolu’daki KOBİ’ler de, bulut teknolojisinin yaygınlaşması sayesinde aynı teknolojiyi kullanabiliyor.

Gelişmekte olan diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’ nin adaptasyon süreci nasıl ilerliyor?

Bulut ve bulutla gelişen yapay zekâ teknolojileri, Türkiye için büyük fırsatlara sahip. Microsoft’ta bulut çözümlerimizi Microsoft Azure platformu üzerinden sunuyoruz. Temel olarak bugünün ve yarının işletmelerini kapsayan küresel, güvenilir, karma bulut platformu olan Microsoft Azure, bugün Fortune 500’deki şirketlerin yüzde 90’ı tarafından kullanılıyor. Türkiye’de ise bu oran %56 seviyesinde. Bunu uluslararası seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye’de faaliyet gösteren her 3 şirketten biri bulut ürünlerimizi tercih ediyor. Çok yakında bu oranın artacağını düşünüyoruz. Geleceğin teknolojilerinin bulut olmadan çalışmasının imkânı yok. Buluta yatırım yapmayan şirketler, bundan 10 sene sonra internetsiz çalışan kurumlara benzeyecekler.

Taşıdığı fırsatları düşünürsek, ilgili önümüzdeki yıllarda yapay zekâyla nasıl bir dönüşüm olacak? Yeni meslekler nasıl şekillenecek?

Giderek güçlenen ve büyüyen bilişim sektörü, dijital dönüşüm çözümleri ile sadece bireyleri ve kurumları dönüştürmekle kalmıyor aynı zamanda iş gücü piyasasını da yeniden şekillendiriyor. TUBISAD 2018 BIT Pazar Verileri Raporuna göre, Türkiye’de teknoloji şirketi sayısı, geçen yıla göre %9,7 artarak 4.624 oldu. Bu sektörde toplam istihdam, geçen yıla göre %10 arttı ve 128 bin olarak kaydedildi. Türkiye’deki teknoloji firmaları ise geçtiğimiz yıl toplam 228 milyon TL teşvik aldı. Sektörün ihracatı 2014 yılından bugüne kadar yaklaşık iki kat artarak 1,3 milyar ABD Doları seviyesine ulaştı. Türkiye’yi bilişimde tüketen değil üreten bir ülkeye dönüşmesi, bilişim ihracatı fırsatını da açacaktır. Toplam ihracatımızda teknoloji ve yazılımın payı %1’inin altında olması, bu konudaki fırsatı ortaya koymaktadır. 2017 yılında 700 milyon Amerikan Doları ihracat yapan oyun pazarı, doğru politikalar ve teşviklerin hızlı bir şekilde arzu edilen sonuçları doğurduğunu göstermiştir. Bulutla şekillenecek mesleklerle ve bu duruma adapte olan çalışanlarla bu alanda daha olumlu sonuçlar görme fırsatımız var.

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2020 yılına kadar, beş milyon kişinin otomasyon teknolojileri nedeniyle ortadan kalkabileceğine, yaklaşık 14 milyon kişiye istihdam sağlayacak yeni mesleklerin oluşacağına dikkat çekiyor. Yeni mesleklerin oluşmasında bulut bilişimin hızla yaygınlaşmasının payı büyük olacak. Mobil uygulama geliştirici, veri tabanı sorumlusu ve siber güvenlik uzmanı gibi rollere son 5 senede aşina olduk. Şimdi önümüzde bulut bilişim uzmanı, büyük veri analisti, ortak kullanım araç şoförü, sürücüsüz araç mühendisi gibi yeni roller işverenler arasında dile getirilen yeni pozisyonlar arasında yerini alıyor. Bulut teknolojilerinin iş hayatı ve istihdam için taşıdığı fırsatlardan yararlanabilmenin ilk kuralı, bu konuda teknolojik bilginin yeterli ve güncel olması. Eğitim, bu zorluklara ayak uydurma konusunda atılacak ilk adımı oluşturuyor. Dönüşen iş dünyasıyla birlikte, hiçbir gelişmeyi atlamadan evrim geçirmek büyük önem taşıyor.

Bulut, neden kurumlar arasındaki rekabetin en önemli silahı?

BT pazarında arz ve talep her geçen gün yazılım lisanslamasından bulut tarafına doğru kayıyor. Şirketler ve son kullanıcılar artık kullandıkları kadar ödedikleri bulut bilişim teknolojilerini tercih ediyorlar. Bu dönüşüm kurumları daha esnek, daha hızlı ve daha karlı kılıyor. Örneğin, Türkiye’de KOBİ’lerin teknoloji kullanımı yüzde 10 arttığında, 15 milyar USD ek gelir ve 360 bin yeni istihdam fırsatı çıkıyor. Türkiye’de teknolojiye yatırım yapan KOBİ’lerin yüzde 95′i verimlilik artışı yaşarken, %93′ü iş süreçlerindeki maliyetini düşürüyor. Tabii, bu üretkenlik ve verimlilik artışı bireyler için de geçerli.

Bir yandan da bulut sektörü hızla büyüyor. Bulut bilişim sektör büyüklüğünün 2020 yılına kadar %30 oranında artarak 270 milyar ABD dolarına ulaşması bekleniyor. IDC’nin 2018’de yayınladığı son genel bulut rakamlarına göre, Türkiye genel bulut pazarının 2018 yılı sonunda yıllık %21 büyüme oranıyla 140 milyon dolara ulaşması öngörülüyor. Bulut pazarın 2017-2021 dönemi için büyüme oranının ise %16,1 seviyesinde olması bekleniyor. Ülkemizde de büyüyen bulut bilişim pazarının geleceği çok parlak ve heyecan verici. Microsoft ve IDC’nin güncel raporuna göre, bulut bilişimin 2017 ile 2022 yılları arasında Türkiye’de 130.000’den fazla yeni iş imkânı yaratması bekleniyor. Üstelik bu yeni iş imkânları sadece BT sektörüyle sınırlı değil. Pazarlama, satış, finans, yönetim, üretim ve hizmet alanlarında da yeni iş imkânları göreceğiz.

Kimler bu teknolojiden yararlanabilir ve bunu kullanabilmenin ön koşulları var mıdır?

Biz Microsoft olarak, teknolojiyi ulaşılmaz raflardan indirip herkesin kullanımına sunuyoruz. Bu, bulut ve geleceğin teknolojisi yapay zekâ çözümlerimiz için de geçerli. Teknolojiyi demokratikleştiriyoruz. Yeni başlattığımız girişimimiz Microsoft Cloud Society de bunun bir örneğini oluşturuyor.

Cloud Society nasıl işliyor; biraz detaylıca anlatabilir misiniz?

İnsanların bulut fırsatlarını tanıması, yakalaması ve bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanması için Microsoft Cloud Society programını geliştirdik. Eğlenceli yöntemlerle, yarışmalarla, ödüllerle bulut teknolojilerini öğreten bu girişim, isteyen herkesi bulut uzmanı olmaya davet ediyor. Programda, kullanıcın kendi belirleyeceği tempoda ücretsiz dersler veriliyor. Eğitim, laboratuvar, teknik inceleme, kod örnekleri, webcast gibi 300’den fazla kaynak sunuluyor. Microsoft Cloud Society’de yedi temel öğrenim yolundan biri seçilerek eğitimler başlıyor. Bu konular Uygulama Geliştirme, Veri ve Yapay Zekâ, DevOps, Bulut Platformu, Güvenlik, İş Uygulamaları ve Modern İşyeri. Kurslar dâhilinde 21’den fazla Microsoft Azure eğitimi sunuluyor, iş ortakları yönetiminde eğitimlerle alınıyor ve sonunda profesyonel bir itibarı olan Microsoft sertifikası veriliyor. Üyeler bu sertifikaları LinkedIn hesaplarına da yükleyebiliyor.

Şimdiden 110 bin üyeye ulaştığımız bu programda, hedefimiz önümüzdeki yıl içinde 500,000 üye daha katarak Türkiye’nin bilişim gücüne güç katmak. Microsoft Cloud Society ile verdiğimiz Microsoft sertifikası iş arayanların kendilerini ayrıştırmaları için çok önemli bir değer oluyor. Hatta ileri seviye öğrenim kurslarını alarak Microsoft sertifikalı profesyonel olma şansı de sunuyoruz. Bu fırsattan yaralanmak isteyenler https://cloudsociety.microsoft.com/tr/ sitesinden sisteme kayıt olabilirler.

Yeni nesle kariyerlerini planlarken neler tavsiye ediyorsunuz; Bulut teknolojisine nasıl adapte edebilirler kariyerlerini?

Bilişim sektörünün en hızlı büyüyen alanları arasında yer alan bulut bilişim, yapay zeka, makine öğrenme, siber güvenlik ve karma gerçeklik alanlarında büyük oranda istihdam açığı var ve bu açığın büyük bir hızla arttığını görüyoruz. Çocuklarımız gelecekte şu an var olmayan işlerde çalışacak. Herkesin yeni istihdam dinamiklerine kendini hazırlaması, yeni başlayacak olanların da kariyerine güçlü bir başlangıç yapabilmesi çok önemli.

Şu anki ve potansiyel tüm iş gücünün kendini yapay zekâya dayalı bir geleceğe hazırlaması gerekiyor. Türkiye’deki tüm iş faaliyetlerinin %52’sinin otomasyona yatkın olduğu tahmin ediliyor. Bunun yanında, yapay zekânın 2020 yılında küresel olarak 2,3 milyon yeni iş imkânı yaratması bekleniyor. Türkiye’de 2015 yılında işe başvurularda aranan niteliklerin %41’inin 2020 itibarıyla değişim geçirmesi bekleniyor. Bu durum yapay zekâyla ilgili yeteneklerin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Yapay zekânın şekillendireceği ve dönüştüreceği mesleklere önceden hazırlık yapmak gerekiyor. Bunun için, örneğin yapay zekânın dayandığı bulut gibi teknolojileri bilmek bu konularda uzmanlaşmak büyük önem taşıyor. Microsoft Cloud Society, bunun başarılması için çok değerli bir fırsat.

Kaynak: www.hurriyet.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir